Bu yazı Nikbinlik Dergisinde, Mevsimsiz.net, tabut.net sitelerinde yayınlandı. Yazı: Cansu Fırıncı Not: Bu yazıyı yazalı yaklaşık 5 sene oldu... Soysuzlar Çetesi filminden sonra Tarantino ile ilgili düşüncelerim epey değişti. Yakında sitemde konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı yayınlayacağım... Tarantino filmleri'nde Hollywood’a... Continue Reading →
Bu yazı Kavuklu dergisinde ve haberveriyorum.net ile tabut.net sitelerinde yayınlandı. Yazı Cansu Fırıncı Oyun Marx’ın ölümünden bu yana kendisine atılan iftiralara cevap verebilmek için dünyaya geri dönmesiyle başlıyor. Ancak öte dünyada geriye dönme işlemi sırasında gerçekleşen bürokratik bir hata sonucunda... Continue Reading →
Bu yazı mevsimsiz.net sitesinde yayınlanmıştır. Yazı: Cansu Fırıncı Bizim kuşağın hemen hemen hiç tanımadığı bir yazardır Dinamo. Tanıyanların da burun kıvırdığı, yazardan saymadığı bir garip “Musa”. İşte nedir efendim, şiirleri salt bir ajitasyondur. Zaten 40 kuşağının topu da öyledir. Sırf... Continue Reading →
Bu yazı tabut.net sitesinde yayınlanmıştır. Yazı: Cansu Fırıncı Bir Beşir Fuad vardır, 1852’de doğmuş. Osmanlıdaki ilk materyalist olduğu söylenir. 1887 yılında ayrılmış aramızdan. Daha doğrusu kendisini ayırmış. Emile Zola’dan, Victor Hugo’dan çeviriler yapmış bu arada. Bu kısacık arada. Bilimden, edebiyata,... Continue Reading →
Bu yazı Nikbinlik dergisinde yayınlandı. Yazı: Cansu Fırıncı Bu yazı günümüz edebiyatında cinselliğin “estetik”olarak nasıl kullanıldığını irdelemekten çok, geçmiş deneyimlere göz atarak bugüne göndermeler yapmayı amaçlıyor. Nikbinlik Dergisi’nin bir başka sayısında yayımlayacağım yazıyla, edebiyat “piyasasında” kendisi bir meta olan “Çöküş... Continue Reading →
Bu yazı Sanat Cephesi dergisinde ve haberveriyorum.net sitesinde yayınlanmıştır. Yazı: Cansu Fırıncı "Memlekette çok tuhaf şeyler oluyor” demek isterdim. Fakat ne mümkün! Üzülmeyin sayın savcı, bizler böylesine davaların, böylesine görüntülerin ve böyle savcıların yabancısı değiliz! Fakat kanıksamıyoruz, kanıksamayacağız. Çünkü sizin... Continue Reading →